Sevda Durgun; Esenyurt’un gizli bir ORTAK AKLI’ mı var?

Peki, günümüzde yaygınlaşan ve sıkça konuşulan bu kuruluşların amaçları ve görevleri nelerdir?

Sağlıklı ve faydalı bir sivil toplum örgütü nasıl olmalıdır?

Özellikle günümüzde sıkça kurulan hemşehri dernekleri ne iş yapar? Ne amaçla kurulur?

Sıraladığım bu soruların cevaplarını naçizane anlatmaya çalışacağım.

Ama onun öncesinde Esenyurt’un yeni doğmuş Ortak Aklı’na dikkat çekmek istiyorum.

Esenyurt’ta ortak bir akla mı ihtiyaç var?

Nüfusu 1 Milyona yaklaşan Esenyurt ilçesinde yüzlerce il, ilçe ve yöre dernekleri bulunmaktadır. Bunların yanı sıra ilçede şoförler odası, tüketiciler derneği gibi sivil toplum kuruluşları da bulunmaktadır. Ayrıca 43 il derneğinden oluşan il dernekler birliği, spor kulüplerinden oluşan kulüpler birliği gibi STK’ları da sayabiliriz. Seçmen profilinde Doğu ve Güneydoğu seçmeninin çoğunlukta olduğu Esenyurt’ta özellikle yöre dernekleri siyasi partiler tarafından fazlaca önemseniyor.

Bu saydığım dernek ve STK’ların dışında Esenyurt’ta birde yeni bir ORTAK AKIL hareketinin oluştuğu konuşuluyor.

Bu ortak aklın özellikle siyaset arenasında fazla politize olmamış isimlerden oluştuğu söyleniyor. Bir araya gelen topluluğun, düşünce güçlerini birleştirerek bir ortak akıl ortaya çıkarmaya çalıştıkları da yine konuşulanlardan.

Esenyurt’ta konuşulan ve ortaya atılan bu ORTAK AKIL düşüncesi, 2013 yılında çözüm sürecine destek vermek amaçlı kurulan AKİL İNSANLAR HEYETİ’ni aklıma getirdi.

Kim bilir belki de Esenyurt’un da böyle Akil İnsanlardan oluşan bir ORTAK AKILA ihtiyacı vardır. Bakarsınız tüm STK, dernek ve siyasi partilerin üstünde akılların çarpanı olan bir AKİL–ORTAK AKIL heyeti oluşur.

Ve vicdanların sesi olan bir ORTAK AKIL ortaya çıkar…

Sivil Toplum nedir?

Sivil Toplum insanların tek tek yapamadıklarını beraber yapmasıdır. Yani birlikteliği, gönüllülüğü ve dayanışmayı temsil eder. Günümüzde önemli bir kavram olan Sivil Toplum, akademisyenlerin yanı sıra buralara gönül verenlerin de tecrübelerinden yararlanılması gereken yerlerdir. Meslek odaları, sendikalar, vakıflar ve hemşehri dernekleri sivil toplumları oluşturur. Bir ülkede demokrasinin ve ekonominin gelişmesinde etkin olan sivil toplum kuruluşu aktif vatandaşlık anlayışını getirir.

Sivil toplum, demokratik bir toplum yaratılmasında, devlet, toplum ve birey ilişkilerinin demokratik bir şekilde düzenlenmesinde önemli bir rol oynar. İnsanların gönüllü olarak bir araya gelmesiyle bir şeyleri yapmak için kurulan sivil toplumlar finansal ve örgütsel sorunlarının yanı sıra vizyonlarını belirleyemediklerinden dolayı da sıkıntılar çekmektedirler.

STK’lar gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerde her ne kadar boşa harcanan zaman olarak görülse de, insanların boş vakitlerini randımanlı ve yararlı bir şekilde geçirmesini sağlar ve topluma yararlı bireyler kazandırırlar. Bazı STK’ların hedef kitlesi kuruluş amaçlarında belirlenen kitleler olup, belirledikleri alan dışında bir şey yapamazlar yani içe dönük çalışırlar. Bu da şu soruyu akla getirir. STK’lar gönüllümü yoksa profesyonel mi olmalıdır? STK’lar hem gönüllü, hem de profesyonel olmalıdır. Sivil toplumu hem örgütsel yaşam olarak, hem demokratik yönetim tarzı olarak beraber düşünmek gerekir. STK’lar siyasi otoritenin baskısından uzak, kamusal alanda etkili kuruluşlardır. Gönüllülük temeline dayan STK’lar çoğulcu demokrasiden katılımcı demokrasiye geçişi sağlar. Yani; katılımcı demokraside birey, kendine yeni yaşam kalıplarını birey olarak değil, STK’lar sayesinde siyasi partilere girmeden de sağlayabiliyor. STK’lar bireysellikten toplumsallığa geçişi sağlar. Kişiye yurttaşlık bilinci kazandırır. Günümüz de hukukun üstünlüğü, temel insan hak ve özgürlükleri, katılımcı demokrasi ve laiklik vazgeçilmez evrensel değerlerdir. Bu evrensel değerler çerçevesinde devletin bütünlüğünü bozacak ayrımcılığa sapmamak şartı ile art niyetlilerinin arka bahçesi olmayan STK’ların aracılığı ile talepler ifade edilebilir ve haklar korunabilir.

150 binden fazla STK’nın olduğu ülkemizde bunlardan 80 bin tanesini STK'lar, 60 bini hemşehri dernekleri, 5 bini meslek odaları, 3 bin kadarını da vakıflar v.s oluşturuyor. Türkiye’de günden güne sayısı artan STK’ların etkili oldukları söylenemez. Yani, STK sayının yüksek olması, sivil toplumun Türkiye'de etkili olduğu anlamına gelmiyor.