Başkan Bozkurt: 'Kamuoyunun aklıyla alay etmeyin!'

Gazanfer Karakaş’a yanıt veren Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt ise kamuoyunun aklıyla alay edilmemesi gerektiğini söyledi. Başkan Bozkurt: ‘’Esenyurt Belediyesini biz devraldığımızda 2.2 milyar TL borcu vardı. Esenyurt Belediyesi adına açılmış 5 bin 600 tane devam eden dava vardı. Esenyurt Belediyesi son 15 yılda her yıl 300-400 milyon TL borçlanarak yaşamına devam etmiştir. Bütçede göreceksiniz. 220 milyon TL borç ödenmiş. Bu bir gerçektir. Arkadaşlar kamuoyunun aklıyla alay etmeyin. Bazen insanlar yorumlarını yaparken içinde bulunduğu toplum ve işleyişe göre yorum yapıyorlar. İçinden çıktıkları o ahlaki değerleriyle beraber değerlendiriyorlar.

‘’Hesaplarımıza haciz konulduğu halde yardımlarda bulunduk’’

Pandemi sürecinde hesaplarımıza haciz konulduğu halde yardımlar yaptık. Geçmiş yıllarda sülük gibi Esenyurt Belediyesi’ne yapışmış bazı firmaların koyduğu hacizler olmasına rağmen bu yardımları yaptık. Devletin en düşük kademesinden en yüksek insanlarına kadar paramıza el konulduğunu, vatandaşa yardımcı olamadığımızı, ciddi sıkıntılar yaşadığımızı ve en önemlisi kendi paramızı kullanamadığımızı anlattım her yerde. Ben sizleri pandemi sürecinde davet ettim ama sosyal medyadan dahi toplantıya katılma nezaketini bile göstermediniz. Şimdi gelin oynamak istemeyince yerim dar der. Dolayısıyla bahane bulmayın. Bizim meclis üyelerimiz genci yaşlısıyla gelip kolilemeye yardımcı oldular. Ama sizler nerede açık yakalarız diye elinizden geleni yaptınız. Çin’de Korona Virüsü ortaya çıktığında 7. Aya kadar bu durumun devam edeceğini öngördük. O zamanki verilere göre 25 derecenin altında bu virüsün kaybolacağı söyleniyordu. Ardından bu durumun işsizlik getireceğini yine varsaydık. Bu durumla beraber yoksulluğunda beraberinde geleceğini öngördük. 60 bin aileye yardım ettik. Bunu üç farklı senaryoya böldük. Birinci grup; vatandaşın parası vardır ama satın almaya elverişli fiziksel yapıya sahip değildir. Dedik bir ekip kuralım vatandaşın parasıyla gitsinler onlara alışveriş yapsınlar. İkinci grup; parası yok, dışarı da çıkamıyor. Bunların evine kuru gıda gönderelim dedik. Belediyenin bir şirketi var adı Derman, onun üzerinden yapıldı bunlar.

‘’Her gün bin vatandaşa yardım yapıldı’’

Pandemi sürecinde hiçbir gruba, hiçbir derneğe belli bir miktar belediyenin parasıyla satın alınan ürünü göndermedik. Dedik ki listenizi bize verin incelememizi yapalım o incelemeye göre de ihtiyaç sahibi olanlara belediye personeli dağıtımını gerçekleştirdi. 50 civarında araç ayarlandı. Bu araçlarla her gün bin vatandaşa ulaşıldı. İhaleler kesinlikle usule açık yapıldı. En büyük ahlaksızlıktır vatandaşın muhtaç olduğu şey üzerinden para kazanmak.’’ dedi.

‘’Ben Selçuk Günerhan’a imza atma yetkisi veririm, sorumlusu da onu tutarım’’

Başkan Bozkurt, asansörlerin bakımıyla ilgili de şu sözleri söyledi; ‘’Asansörlerin bakımıyla ilgili de şunu söylemek istiyorum, hangi firma bundan kaç para kazanır şeklinde bir düşünce yapısına bürünmedik. 18 bin civarında eski firma hakkında şikâyet vardı. Bu şikâyetlerin giderildiğini düşünüyordum ama firmayı değiştirmişiz. Firmayı değiştirdiğimizden ne haberim ne de imzam var. Ben Selçuk Günerhan’a imza atma yetkisi veririm. Ben her kimin kiminle sözleşme yaptığını nereden bilebilirim. Böyle hadsiz, sınırları aşan, ahlaki sınırları zorlayan cümleleri kesin emin olmadan kullanmayın. Bir de bana az önce rüşvet aldığımı iddia ettiniz. Bunu hiçbir şekilde kabul etmem, rüşvet almadım, almam da. Araç kiralama firmasının işim gücüm yok sahibinin kim olduğuna bakacağım? Böyle bir şey olabilir mi? Hiç kimse bana baskı yapmış değil. Biliyor olmanız lazım, eğer baskılara boyun eğmiş olsaydım burada oturmazdım. Arabanın sahibini de bilmiyorum, kaç model olduğunu da bilmiyorum. Hiç kimsenin haddi değil bir başkasının bindiği arabanın plakasının fotoğrafını çekmek. Ben belediye başkanıyım o da koruma kararı olan bir araçtır. Bu güvenlik meseledir arkadaşlar. Böyle saçma sapan şeylerden siyaset yapmanızı doğru bulmuyorum.

‘’Derenin bir bina yapılsın diye yönü değiştirildi’’

İSKİ meselesine gelince selden iki saat sonra sokaktaki su seviyesi sıfıra düşmüştü. Kalan şey ise sadece çamurdu. Eğer kanallar tıkalı olsaydı su seviyesi geçmişte olduğu gibi o sokak su içinde kalırdı. Benim ilçe başkanlığı dönemimde bu konu oraların imara açılması gündeme geldi bizim grup ve o zaman ki HDP Grubu hayır dedi ama AK Partili grubun oylarıyla oradaki yerler imara açıldı. Derenin neredeyse alt koduna yakın seviyedeki dairelere iskân verildi. Derenin bir bina yapılsın diye yönü değiştirildi. En büyük ihanet budur arkadaşlar. Temlik konusunda da ben temlik verilmesini engelledim arkadaşlar. Ancak bir şartla veririm, ancak temlik alacak kişi borcunun 4 yılda ödeneceğini biliyorsa alsın. Bizim finansal bir planımız var. Bu finansal disiplin çerçevesinde en fazla yılda 80 milyon TL borç ödemeyi hedefliyoruz. Diğer hizmetlerimizin de aksamamasını hedefliyoruz. Bizim aşağı yukarı 45 milyon TL giderimiz var. Elektrik, su, personel bunları topladığımızda 45 milyon TL giderimiz var. Yeni kaynaklar yaratmayı hedefliyoruz. Yeni kaynaklar geldiğinde onlar da yatırıma dönüşecek. Borçlanmayı da çok doğru bulmuyorum.’’ şeklinde konuştu.