Aşırı kilo sorunu olanlar bu habere dikkat!

Obezite tedavisinde yapılan ameliyatların yüz güldüren sonuçlar verdiğini belirtenEsencan Hastanesi Doktorlarından Yrd. Doç. Dr. Uğur Ekici, bu ameliyatlardan sonra hastaların yaşam kalitesi artıyor” diye konuştu.

“O kadar ciddi ve sinsi bir hastalık ki obeziteden ölen hastaların sayısı açlıktan ölen hastalardan daha fazla. Savaşlardan, terör saldırılarından, diğer hastalıklardan, trafik kazalarından ölen hastalardan daha fazla… Şeker baruttan daha tehlikeli şu an” diyenYrd. Doç. Dr. Uğur Ekici,kilo verme cerrahisinde yaşanan gelişmeleri anlattı. 

Öncelikle Esencan Hastanesi’nde bu tip ameliyatları gerçekleştirebiliyor musunuz öğrenmek isteriz?

Bu ameliyatları hastanemizde yapıyoruz. Diğer hastanelerve Esencan’da yapmış olduğum ameliyatların sayısıiki yüzün üzerinde… Bir buçuk yıldır buradayım. Esencan Hastanesi’nde de yirmiye yakın hastamızı ameliyat ettik. Sonuçlar gayet iyi. Hastalarımız memnun.

Kilo verme cerrahisinde kaç çeşitameliyatı var. Siz bunlardan hangisini tavsiye ediyorsunuz?

Aslında ameliyat sayısı ve türü çok fazla... Dünyadaki cerrahların %75-80’inin en sık yaptığı ameliyat tüp mide ameliyatı. Birçok ameliyat tekniğinin olmasına rağmen hastanın en çok hangi ameliyata yatkın olduğunu araştırıyoruz önce. Yaptığımız tetkikler ve hastanın genel durumundan yola çıkarak karar veriyoruz. Öncelikle hangi hastalar obezite ameliyatına uygundur onu araştırıyoruz. Vücut kitle endeksi diye bizim bir kriterimiz var. En önemli kriterimiz bu. Bunlar ciddi ameliyat olup bir o kadar da güvenli ameliyatlardır aslında. Ben bu ameliyatları genellikle uçak kazasına benzetiyorum. En güvenli ulaşım aracı uçaktır ama uçak düştüğü zaman haber olur. Bu da onun gibidir. Her ameliyatlarda olabilecek riskler bu ameliyatlarda da ortaya çıkabilir.

Tüp mide ile Baypas ameliyatı arasında ne gibi farklılıklar var?

Örnek verelim; elimizde bir hasta var diyelim ve tansiyon, şeker vb. gibi herhangi bir hastalığı yok. Vücut kitle endeksi kırkın üzerinde bu hastaya önereceğim ilk ameliyat tüp mide ameliyatıdır. Tüp mide ameliyatında midenin %70-80’lik kısmı alınıyor.Mide kapasitesi küçültülüyor. Çıkarılan %70-80’lik kısmının içinde de açlık hormonu bulunuyor. Yani onu da çıkarmış bulunuyoruz. Hem açlık hissini ortadan kaldırıp, hem de mide hacmini küçülterek hastanın kilo vermesi ve yandaş hastalıkların ortadan kaldırılması sağlanıyor. Baypas da ise mide bağırsak sisteminin yolunu değiştiriyoruz. Mideden on iki parmak bağırsağına geçişi baypas edip bağırsakların daha ileri bir kısmına besinleri direkt olarak veriyoruz. Bunda da yine mide hacmi küçültülüyor. Ancak midenin çıkımındaki bağırsak bölgesindeki yaklaşık 50 cm kısmını baypas edip orayı kullanmayacak şekilde besinleri daha aşağı bağırsak kısımlarına bağlıyoruz. Dolayısıyla mideden ince bağırsaklara geçerken on iki parmak bağırsağında salgılanan bir takım hormonlar var. Bizim yapmış olduğumuz ameliyatla besinleri o bölgeye temas etmeden direkt aşağıya verdiğimiz için o hormonlar da salgılanmayacağından hormonsal mekanizmalarla hastada kilo verme ortaya çıkmakta.

Bu tür ameliyat geçiren insanlardan geri verdiği kilo alanlar da var. Neden bu tip ameliyatlarda verilen kilolar geri alınıyor?

Bunun iki tane sebebi var. Birincisi ameliyat esnasında mide dokusunun %80 değil de daha azı alınmış olabilir. Yani kabaca ameliyat tekniği ile ilgili ve hasta ile ilgili sebepler oluşturur bu sorunları. Yüz kişilik grup oluşturursak bunun da yaklaşık %5 kadarı teknik problemlerden dolayı kilo alır. Geriye kalan %95’lik kısmı ise hastanın ameliyat sonrası sürece uyumuyla ilgili problemlerden kaynaklanıyor. Ameliyattan sonra hastalara bir takım diyetler veriyoruz. Hastalar normal besinlere geçtikten sonra gazlı içeceklerden ve midesinin genişlemesine sebebiyet verecek diğer yiyecek ve içecek gruplarından uzak kalmasını öneriyoruz. Özellikle gazlı içecekler ve alkol midenin tekrardan genişleyebilmesine sebebiyet veriyor. Genellikle bundan kaynaklanıyor.

Son olarak söylemek istedikleriniz nedir?

Obez olan hastaların rahatlıkla ameliyat olmalarını öneriyorum. Obezite o kadar ciddi ve sinsi bir hastalık ki obeziteden ölen hastaların sayısı açlıktan ölen hastalardan daha fazla. Savaşlardan, terör saldırılarından, diğer hastalıklardan, trafik kazalarından ölen hastalardan daha fazla… Şeker baruttan daha tehlikeli şu an. Obez olan ve ameliyat grubuna giren bütün hastaların daha sonraki yaşam süreçlerinde rahat edebilmeleri amacıyla hastaları varsa hastalıklarının ortadan kaldırılması için, herhangi bir hastalık gelişmediyse de onların ortaya çıkmaması için ameliyat olmalarının gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu ameliyatlar güvenlidir sakın korkmasınlar. Uygun bir merkezde, uygun hekimlerle, uygun ekiplerle rahatlıkla başarıya ulaşıp iyi sonuçlar alınabileceğini düşünüyorum.

Esencan Hastanesi’nde ameliyat olan bir hasta ile de yaşadıklarını konuştuk;

Ameliyat olmaya karar verdim. Çok büyük bir korku yaşamadım. 114 kilo ile girdim ameliyata, aradan sekiz ay geçti ve şuan ki kilom 80. Ameliyattan sonraki dönem ister istemez sıkıntılı geçiyor. Bir ay kadar dikkat etmen gereken bazı kurallar var onlara riayet ettiğin sürece herhangi bir problem olmuyor. Ben hiçbir problem yaşamadım. Kısa sürede rahatlıyorsun, kilondan kurtuluyorsun, sağlık sorunları yaşamıyorsun, her şeyiniz; nabzın, uyku kaliten, yemen içmen kozmetik olarak da her şey pozitif yönde gelişiyor. Cerrahım çok iyiydi. Esencan Hastanesi’nde de her türlü ekipmanmevcut. Kendim de doktorum. Bu ameliyatı olmak isteyen herkese şiddetle öneririm.