Cerrahpaşa ve Çapa ‘ex’ olmak üzere

Antalya’daki Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin medikal firmalara olan 250 milyon lira borcundan sonra İstanbul Üniversitesi’nin İstanbul (Çapa) ve Cerrahpaşa tıp fakültelerinin de borç batağı içinde bulunduğu öğrenildi. Medikal firmalardan ihale yoluyla tıbbi ürün ve ilaç alan fakültelerin, bu firmalara borcu olduğu, firmaların da geciken borçlar nedeniyle ürünlerini üniversite hastanelerine yüksek fiyattan sattığı ortaya çıktı. Bu borçların neden kaynaklandığını tespit etmek için öncelikle üniversite hastanelerini mali tablosunu incelemek gerekiyor. Üniversite hastaneleri, bünyesinde muayene olan her hasta için SGK’dan 42 lira ödeme alıyor. Bunun dışında hastalardan ücret talep edilmezken, bu 42 lira içine hastanın muayene, laboratuvar tahlilleri ve diğer tüm tetkikleri giriyor.

Üniversite hastanelerine giden hastaların büyük bir çoğunluğunu tıbben zor vakalar olduğu için hemen her hastanın maliyeti, SGK’nın ödediği ücretten daha fazla bir rakama denk geliyor. Ayrıca Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) belirlenen ücretlere son 10 yıldır zam yapılmadığı için gelir-gider tablosunda ciddi bir makas açılıyor. Yine taşeron olarak çalıştırılan güvenlik, yemekhane elemanlarının ücretleri üniversitenin bütçesinden ödeniyor. İşte bu maddelerin, üniversitelerin borçlanmasına neden olduğu iddia ediliyor. Sağlık Bakanlığı’na bağlı olmayan birçok tıp fakültesi, bahsedilen bu nedenlerden dolayı borç batağında. Fakülte yetkilileri her sene, ihale yoluyla medikal firmalardan ilaç, tıbbi cihaz ve malzeme temin etmeye çalışıyor. Fakat bu ihalelere büyük firmalar girmiyor, giren küçük firmalar ise kalitesiz malzemeleri yüksek fiyatlara hastanelere satıyor. Bu durum tıp fakültelerini borca sürüklerken, hizmet alan vatandaşların ise kalitesiz ürünler kullanmasına neden oluyor.

DÖNER SERMAYE SİSTEMİ ETKİLİ

Türk Tabipler Birliği Başkanı Dr. Raşit Tükel: “Üniversiteler, 2011’de döner sermayeli, performansa dayalı ödeme sistemine geçti. Yani bu model karlılığı amaçlıyor. Zor vakaları tedavi eden, eğitimin, araştırmanın yapıldığı üniversite hastanelerine hiç uygun değil. Döner sermayeli sağlık işletmesi demek o üniversite hastanesinin kendi imkanlarıyla hayatta kalması demek. Hem üniversite kendini döndüremediği için hem de SUT fiyatlarının 10 yıldır artmaması nedeniyle ilaç ve malzeme alımları güçleşiyor. Kimse fakülte hastaneleri ile malzeme alımı için anlaşmaya yanaşmıyor. Yüksek maliyetlerde satış yapılmaya çalışılıyor. Dolayısıyla üniversite hastanelerinin gelirlerinin, giderlerinin çok altında kaldığı için borç yükünden kurtulmalarının mümkün olmadığını görüyoruz.”

KEYFE GÖRE TAHSİSAT YAPILIYOR

İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Selçuk Erez: “Üniversitelere keyfe göre tahsisat ayrılıyor. Yapılan tahsisatlarda üniversitelerin gelişmelerini ya da yerlerinde saymalarını sağlayacak kadar objektif bir dağıtım yok. İstanbul Üniversitesi İstanbul (Çapa) ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastaneleri son zamanlarda ağlanacak haldeler. Akıllı bir sistem olmaması, üniversitelerin ihtiyaçlarına, kendi yerlerinde oturacak kadar tahsisat ayrılmasının sonucudur. Üniversitenin üzerine ‘üniversite’ yazarak orası üniversite olmuyor. Öğrenciler gün aşırı şekilde tabip odalarına başvurarak şikayette bulunuyor. Bu hem üniversite eğitimi hem de ihtisas eğitimi için de geçerli.

KAYNAK: KARAR