Gazanfer Karakaş; Esenyurt’ta Hukuka Aykırı Yapılan Bir Uygulama Var

Temmuz ayının meclis toplantısında söz alan Esenyurt Belediyesi AK Parti Grup Başkan Vekili Gazanfer Karakaş, Esenyurt genelindeki asansörlerin periyodik bakımlarıyla ilgili meclise sunulmadan bir firma ile sözleşme yapılmasını doğru bulmadığını belirtti. Konuyla ilgili Karakaş: ‘’Daha öncesinde başka bir firmayla sözleşme var iken bu firmanın yetkilileriyle yaptığınız görüşmeler ve ikna yöntemiyle arkadaşlar sözleşmeleri feshetmişler. Sonrasında 1 Ocak itibariyle AND isimli bir firmayla bir sözleşme imzalanıyor. Bu sözleşme imzalandıktan sonra firma yetkilileri sitelere, apartman binası yöneticilerine tebligatlar gönderiyorlar. Gönderdikleri tebligatlarda da Esenyurt Belediyesi’nin logosunu kullanıyorlar ve fiyat aralığını gösteren bir tablo ile tebligat gönderiyorlar. Bu tebligatlar yapıldıktan sonra bizlere başka semtlere göre bu fiyat listesinin fazla olduğuyla ilgili şikâyetler geldi.

‘Belediye Başkanlığının meclisten yetki alması gerekiyor’

Araştırmalarımız sonucunda bu konuyla alakalı olarak Sanayi Bakanlığı’nın 2018 yılında resmi bir gazetede yayımladığı yönetmeliğini öğrendik. Yönetmeliğin maddelerine göz attığımızda ilçe belediyelerin bu konuyla alakalı olarak bir firmayla anlaşma yapacaklarsa öncelikle o firmayla vatandaşa yansıtılacak olan ücretle ilgili olarak Sanayi Bakanlığı’nın her yılın başında yayımladığı bir asgari ve azami bir oranı var. Vatandaşa hangisinin yansıtılacağı noktasında belediye başkanlığının belediye meclisinden yetki alması gerektiğini belirten bir ibare var. 7 aydır belediye meclisine bu konuyla alakalı gelen bir yetki yok. Yönetmeliğin devamında belediyeler bu firmalarla sözleşme imzaladıklarında toplanacak olan miktarın %10’una kadar belediyeye pay olarak yatıracaklarını belirten bir ifade var. Bu oranın belirlenmesi için yine belediye başkanlığının meclisten yetki alması gerekiyor. Ona da bakıyoruz. Var mı? Yok.

‘Hukuka aykırı yapılan bir uygulama var’

Esenyurt’ta şu an tahmini söylüyorum 150 bine yakın asansörlü bina var. Rakamlarla asansörlü bina sayısını çarptığınızda ortalama 1261 lira ile 150 bini çarptığınızda karşınıza yaklaşık 350 trilyon gibi bir rakam çıkıyor ve bu bir yıllık periyodik bakımın vatandaştan toplanacak olan meblağının bir kısmı. Bu sözleşme 4 yıllık imzalanmış. 4 yılda ortaya çıkan neredeyse 500 milyon TL. Bu konuyla ilgili kanun açık, böylesi büyük bütçeli bir olayla ilgili olarak yetki alınması gereken makam da söyleniyor. İstanbul’daki diğer ilçe belediyelerin meclislerinden yetki aldığını görüyoruz. Bizim rahatsızlığımız şu; hukuka aykırı yapılan bir uygulama var, vatandaşa yansıtılan ücret noktasında bu firmaya neden en üst limitten bir oranla yetki veriliyor? Hayırdır, bu firma kim? Yönetmelik gereği bu firmayla ilgili olarak toplanan ücretten belediyeye yatırılması gereken bir pay var. %1 ile %10 arası. Daha biz sözleşmeyi görmedik. Oradaki pay kaç?’’

‘Bu firmanın özelliği nedir?’

Konuşmasının akabinde ise Karakaş, AND Asansör’ü internette arattıklarında karşılarına Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan’ın ve Engin Özkoç’un isimlerinin çıktığını belirtirken, Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt’a, Tuncay Özkan’ın kullandığı Audi A6 aracı şimdi makam aracınız olarak kullanıyorsunuz şeklinde bir ifadede bulundu. Karakaş: ‘’Biz doğrudan, vatandaşın menfaatinden yanayız. Firmanın kendisini internette arattığımızda karşımıza Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan’ın ve Engin Özkoç’un isimleri çıkıyor. İsmi zikredilen sayın vekillerimizin belediye ziyareti esnasında yanlarında taşıdıkları çantanın üzerinde de firmanın logoları var. Şimdi sizlere soruyorum, bu firmanın özelliği nedir? İsmi zikredilen genel başkan yardımcıları bu firmayla yapılan sözleşme öncesinde belediyede sizi kaç defa ziyaret etti? Bu konuyla alakalı Sayın Başkan, size bu vekillerin herhangi bir dayatması oldu mu? Daha önce belediye ziyaretlerinde Tuncay Özkan’ın kullandığı Audi A6 aracı şimdi makam aracınız olarak kullanılıyor. Tabi bu resimler sosyal medyaya yansıyınca Başkanımız herhalde cadı avına çıktı.

 ‘Suç duyurusunda bulunduk’

Konuyla alakalı olarak Sayın Başkanımız, belediyeye bazı personellerin giriş çıkışlarını yasakladı. Personellerin belediyeye giriş çıkışları yasaklanıyor, güvenlik personellerine resimler veriliyor bu kişiler belediyeye alınmayacak diye. Burası Esenyurt Belediyesi, bir kamu kurumu, bir şirket değil. Bir personelin giriş ve çıkışını yasaklayamazsınız. Varsa bir durum ilgili işlem yapılır ve gereği yapılır, onun ötesinde böyle bir durum yetkiniz dâhilinde değil.  Şu an bu firmayla yapılan sözleşme, yetki aşımından dolayı hukuken geçerli değildir. Bu firmanın sizlere yaptığı dayatmaların hiçbir hukuki geçerliliği yoktur. Dolayısıyla bu firmayla şuan dâhil bir münasebeti olan varsa bunu dikkate alsınlar.  Bizde AK Parti Grubu olarak bugün itibariyle Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurumuzu yapıyoruz.’’ ifadesini kullandı.

‘Bunun literatürdeki adı suçluluk psikolojisidir’

Karakaş, geçen hafta İstanbul genelinde sağanak yağışın sonrasında Esenyurt’un bazı bölgelerinde su taşkınları ve sel baskınlarının yaşandığını hatırlatarak şu sözleri söyledi: ‘’Ölen Esenyurtlu kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Zarar gören insanlarımıza da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Sayın Başkanımıza durum değerlendirmesi hakkında gazetecilerden bir soru yönetiliyor. Başkanımızın ilk sözü bu geçmiş dönemlerin hatası, dere boyuna imar verilmemeliydi tarzında. Bunun literatürdeki adı suçluluk psikolojisidir.  Biz de neden Başkanımızın böyle bir röportaj verdiğini araştırdık, karşımıza 2018 yılının Kasım Ayında İBB ile Esenyurt Belediyesi arasında İSKİ üzerinden bir protokol imzalandığını gördük. Bu protokol dâhilinde Esenyurt’taki Haramidere’nin ıslah edilmemiş kısımlarıyla ve iyileştirilmesi gereken kısımlarıyla ilgili bir çalışma yapılmış. Proje hazırlanmış ve bu ihale edilmiş. İki firma iş ortaklığıyla bu ihaleyi almış ve akabinde de 2019’un başında Esenyurt’ta şantiye kurulmuş, çalışmalara başlanmış ama yerel seçimlerden sonra Belediye Başkanımız göreve geldikten sonra bu çalışmayı durduruyor. Tarafımıza ulaşan bazı bilgilere göre İSKİ yetkilileriyle Sayın Başkanımız arasında geçen bazı diyaloglar var projenin durdurulması, projenin engellenmesi noktasında.

‘’İSKİ: Sorumluluk Esenyurt Belediyesi’ne ait’’

Buna istinaden İSKİ yöneticilerinin Başkanımıza yazmış olduğu yazılar mevcut. Bundan sonra bu bölgede meydana gelebilecek su taşkınları, sel gibi afetlerden sorumluluğun Esenyurt Belediyesi’ne ait olduğuyla ilgili. Yine benzer tarz bir durum İBB’nin yaptığı logar kapakları ve su atıklarıyla ilgili bir ihale var. 4-5 ay öncesinde bu ihalenin yapılmış olmasına rağmen Sayın İBB Başkanımız bu çalışmaya bir türlü onay vermiyor. Sel felaketinden sonra onay veriyor kendisi. İSKİ’nin yapmış olduğu o ilk ihaleye engel olunmasa bugün göreve geldiğiniz tarih 15 ayı buldu, 15 ayda o çalışma biter miydi? Biterdi. O çalışma bitseydi, o dere ıslahı yapılsaydı, can kaybı yaşanır mıydı, bu zarar ziyan görünür müydü? Hiç sanmıyorum. Hadi geçmiş dönem suçlu, bu dönem 15 aylık iktidarlığınızda siz ne yaptınız? Sayın Başkanım bir kanalda röportaj verdi. İktidara geldiğimiz dönemden bugüne 220 milyon Esenyurt Belediyesi’nin borcunu ödedik diye. Bu konu hakkında Sayın Başkanımızdan ne şekilde, nereye, ne kadar ödeme yapıldığıyla ilgili ve göreve geldiğiniz günden bu güne herhangi bir şahsa, herhangi bir kuruma temlik verdiniz mi, 220 milyon borç ödedik dediğiniz rakamın içerisinde bu temlik var mı meclisimizin bilgilendirilmesini talep ediyorum.’’ şeklinde konuştu.

‘’Pandemi sürecinde yardımlar nasıl yapıldı?’’

Esenyurt Belediyesi AK Parti Grup Başkan Vekili Gazanfer Karakaş’ın konuşmasının akabinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz alan Hüseyin Kaya: Bir pandemi ve Ramazan süreci yaşadık. Özellikle pandemi sürecinde birçok firmamızın ekonomik kayıplarla düzenleri bozuldu. İnsanların maddi yardıma ihtiyaçları oldu. Belediyenin de bu konuda elinden geleni yaptığına inanıyorum. Burada 60 bin aileye yardım edildiği söylendi. Bu pandeminin başında yardımla ilgili başkan yardımcısı arkadaşlarımızla görüştüğümüzde yardıma ihtiyacı olan insanların listesini verirseniz onlara da yardım ederiz dendi. Kendim bizzat ilettiğim listelerden hiçbirinin yerine ulaşmadığını öğrendim. Bununla ilgili sorum şudur: bu dağıtım nasıl yapıldı, kimlere yardım edildi? Ekonomik durumu daha iyi olan insanlara yardım verilirken, diğer insanların acaba siyasi görüşüne mi bakıldı? Neyine bakıldı da acaba bu insanlara talep ettikleri halinde yardım yapılmadı?’’