Melike Al

Melike Al

Mail: melike.al93@gmail.com

Bu Bir Vahşet dedim okurken!

Sendika.org'un yayınladığı bu haberi köşeme taşımak bir insanlık gereğidir diye düşündüm ve yayınlama gereği duydum. Okudukça tüylerim diken diken oldu. Ve dedim ki madem 12 Eylül’ü aratmayacaktı! Neden o korkuyu yaydık.

İşte o yazı

Türkiye’de yaşanan darbe girişimi ve sonrasında yaşananlara dair uluslararası gözlemciler de endişelerini dile getiren açıklamalar yaptı. Uluslararası Af Örgütü’nün açıklaması ise AKP iktidarının 12 Eylül’ü aratmayan işkence yöntemleri kullandığına dair ciddi kanıtların olduğu yönünde. Örgüt 21 ve 24 Temmuz’da iki ayrı açıklama yayımladı. İlk açıklamada OHAL’in insan haklarını geriletmesi yönündeki endişelerini dile getiren örgüt ikinci açıklamasında gözaltına alınanlara tecavüz de dâhil işkence yapıldığına dair kanıtların olduğunu vurguladı.

Gözaltında yemek, su, tıbbi yardım yok, işkence var

Açıklamada darbe girişiminin sonrasında 10 binden fazla insanın gözaltına alındığı ifade edilirken uluslararası gözlemcilerin, gözaltına alınanların tıbbi destekten mahrum bırakıldığı, sözlü tacize uğradığı, tehdit edildiği, gözaltındakilere yiyecek ve su verilmediğini kayda geçirdiği belirtildi. Ayrıca 12 Eylül’ü aratmayan işkence yöntemlerine de değinilen açıklamada gözaltındakilerin tecavüz dâhil işkenceye uğradığı vurgulandı. Uluslararası Af Örgütü Avrupa Temsilcisi John Dalhuisen, “Gözaltında dayak ve tecavüzü içinde barındıran istismarın raporu ürkütücü. Türk yetkililerin bu tiksindirici uygulamaları derhal durdurmaları ve uluslararası gözlemcilerin gözaltına alınanları tutuldukları yerde ziyaret etmesini kabul etmeleri zorunludur” ifadelerini kullandı.

Avukat görüşü yasak

Açıklamada gözaltına alınanların keyfi olarak nezarethane dışında yerlerde tutulduğu ifade edilirken aileleri ve avukatlarıyla görüştürülmediği de vurgulandı. Bu keyfi uygulama gözaltı aşamasında sürdürülürken ilk OHAL KHK’sinin ardından da avukat ve ziyaretçi görüşüne sınırlamalar getirildi. Böylece hukuksuzluk, yasal kılıfa sokuldu.

“Bırakın ölsün”

Uluslararası Af Örgütü yaşananlara dair avukatlar, doktorlar ve diğer yetkililerle görüşerek bu bilgileri edindi. Örgütün Ankara’da görüştüğü iki avukat, üst düzey askerlerin polis tarafından jopla tecavüze uğradığını belirtti. Gözaltına alınanların tutulduğu Ankara Emniyet Müdürlüğü Spor Salonu’nda çalışan bir görevli ise gözaltına alınanların işkenceye uğradığını, bir kişinin kafasında şişlik olduğunu ve polisin acil tıbbi yardıma izin vermediğini söyledi. Aynı kişi bir polisin doktora durumu kötü olan bir yaralı için “Bırakın ölsün. Bize ölü olarak geldi diyeceğiz” dediğini aktardı.

Örgüt görüştüğü pek çok kişinin spor salonunda 650- 800 arasında askerin tutulduğunu, bunlardan 300’ünde ciddi yaralanmalar olduğunu söyledi. Gözaltına alınanlardan 40’ı da yürüyemeyecek kadar ağır yaralıydı; 2 kişi ayağa kalkamıyordu. Farklı bir bölümde tutulan bir kadının ise yüzünde ve vücudunda morluklar vardı.

Hükümet sorumlu

alhuisen, yaşananlara dair hükümetin tavrına ilişkin ise “İşkence fotoğraflarının ve videolarının ülke genelinde yayılmasına rağmen hükümet buna bariz bir şekilde sessiz kalmıştır. Bu koşullarda işkence yapmak ya da işkenceye sessiz kalmak arasında bir fark yoktur” ifadelerini kullandı.

Uluslararası Af Örgütü, açıklamasında son olarak Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’ne (CPT) gözaltı koşullarını incelemek için Türkiye’ye acil bir ziyaret yapma çağrısında bulundu. Avrupa Konseyi üyesi olarak Türk hükümetinin CPT ile işbirliği yapmak zorunda olduğu belirtilen açıklamada CPT’nin Türkiye’deki gözaltı koşullarını inceleyebilecek tek yetkili ve bağımsız organ olduğu vurgulandı (kaynak: sendika.org )