Melike Al

Melike Al

Mail: melike.al93@gmail.com

OSLO Özgürlük Forumu

Birçoğunuz biliyordur OSLO Özgürlük Forumunu OSLO “insan haklarının Davos'u" sayılıyor. Ve bu yılki toplantıya Türkiye basını ne hikmetse ilgi göstermedi.  Haberlerde iki kelimeyle es geçildi

AKP hükümeti başa geldiğinden beri Türkiye, dünyaya ilgisini kaybetti tek ilgisi Ortadoğu yani Araplar oldu bunun farkında olan, ne yazı ki dünya Ülkeleri de Türkiye'ye ilgisini kaybediyor.

Oysa dünyayla iletişime her zamankinden daha çok ihtiyaç var şimdi... 7 milyar 700 milyonluk dünya nüfusunun 4 milyar 200 milyonu, yani yarısından fazlası baskı rejimleri altında yaşıyor.

Afrika'dan Latin Amerika'ya, Çin'den Rusya'ya uzanan büyük bir coğrafyada otoriter rejimler güç kazanıyor. Üstelik bu kez, Balkan coğrafyasında, Trump Amerika'sında, Fransız seçimlerinde gözlediğimiz gibi, Batı'da da demokrasilerin tehdit altına girdiğini gözlüyoruz.

Oslo, bu gidişatın mağdurlarının büyük buluşmasına tanık oldu. Tabii ki başköşede Ukraynalı direnişçiler oturuyordu. Ayakta alkışlandılar. Sonra sahneden, Belarus'un sürgündeki siyasetçileri, Suriye'de işkence görenler, Tanzanya'da hukuk mücadelesi verenler, İran'da mollalara direnenler geçti: Putin muhalifleri, Uygur Türkleri, Kırgız aktivistler...

Kayıp yakınları, işkence mağdurları, siyasi sürgün ler. Yerkürenin her yanında başka bir yara kanıyor,

sahneye her çıkan, hasarlı gezegenimizin, ayrı bir yarasını anlatıyordu. Ama sadece yaşanan acılar anlatılmadı; 

bu küresel felaketin mağdurları, çözüm yollarını da konuştu. Elbette bir numaralı çözüm önerisi, "Dünyanın bütün mağdurları, birleşiniz!” çağrısıydı. Mademki bir avuç diktatör, zulmü birbirinden öğrenip aynı yöntemleri uygulayarak dünya nüfusunun yarısını esir almıştı, onların baskısı altında yaşayan ve dünya nüfusunun yarısını oluşturan milyarlar da dayanışmalı, birbirlerinin deneyimlerini paylaşmalı, bir arada savaşmalıydı.

Oslo'da üç gün boyunca, otoriter rejimlere karşı ortak iletişim ağları yaratılmasından destek fonları oluşturulmasına, diktatör lüklerdeki spor etkinliklerinin boykot edilmesinden tüketici protestolarının örgütlenmesine, sürgün medyasının desteklemesin den, gazetecilerin sınır aşan ortak çalışmalarının geliştirilmesine dek pek çok öneri tartışıldı. Evet, dünya, popülizm salgının pençesinde belki, ama neyse ki aşısını bulmak için mücadele de aynı kararlılıkla devam ediyor. Yani hala bir umut var..

Facebook Yorum

Yorum Yazın