Melike Al

Melike Al

Mail: melike.al93@gmail.com

Türkiye Aslında Yüzyıllardır Göçmenler Ülkesi

Avrupa ve Asya'yı birleştiren Türkiye, tarih boyunca göçmenler için bir geçiş ve varış ülkesi olmuştur. Orta Doğu'dan Avrupa'ya uzanan yoldaki jeopolitik konumu ve komşu Irak, İran ve Suriye'de devam etmekte olan çatışmalar nedeniyle Türkiye dünyanın en büyük göçmen nüfusundan birine ev sahipliği yapmaktadır.

Göçebe Türkmen topluluklarından Oğuz boylarına, Kirim Tatarlarından Çerkezlere, Sefarad Yahudilerinden Balkan Türklerine kadar milyonlarca göçmene sahip çıkmış bir harman yeridir Anadolu. Her gelen topluluk, kendi kimliğini de yanında getirmiş, bu kültürler buluşmasından eşsiz bir mozaik doğmuştur. Tarihçi Kemal Karpat, günümüz Türkiye'sinde her üç kişiden birinin göçmen kökenli olduğunu yazar.

 Şimdi bu karışıma Suriyeliler, Afganlılar, Pakistanlılar ekleniyor. Türkiye, savaştan kaçan Müslüman göçmenlere duvar ören Avrupa'nın tersine, onlara kapılarını açıyor. Sorun şu ki, bu, kontrolsüz bir göç dalgası... Şimdiden büyük sorunlara yol açtıve nerede duracağı belirsiz.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan göç istatistiklerine göre Türkiye göçmenler açısından cazip bir ülke, bize göre ise zorunlu Hale bir ülke çünkü dünya ülkeleri göçmenler konusunda dikkatli ve seçici.. 2018 yılından bu ana Türkiye’ye gelen göç sayısındaki artış dikkat çekiyor. 2018 yılında 577 bin 457 kişiye ulaşıyor. Ve Kendi göçmen kökenlerini unutan "ev Sahipleri", yeni gelenlerden rahatsız olmaya Başladı.

Kimi onları yaşanan ekonomik krizin Nedeni olarak görüyor; kimi hızla üreyip Ülkenin sahibi olmalarından korkuyor, kimi linç etmek için bahane arıyor, kimi ucuz iş gücü olarak kullanıyor. Göçmen sayısı arttıkça, sıkıntı da büyüyor. İktidar hem gelenlerin Müslüman kimliğinden hem onlardan devşirdiği siyasal destekten ötürü bu göçü destekliyor.

Muhalefet, derinden derine büyüyen öfkeyi kışkırtmamak için temkinli davranıyor. Ancak tıpkı Fransa'da, Almanya'da, Macaristan'da olduğu gibi, mülteci karşıtlığının toplumsal bir karşılığı ve siyasi getirisi var..."Bakalım bu siyasi ranta kim talip olacak?"diye beklerken, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ, ortaya çıktı ve sığınmacılara karşı bayrak açtı. Kimilerine göre ucuz politika bu, ama kimilerine göre o diğer siyasetçilere göre daha cesur Ve mülteci karşıtlığı, bir aşırı sağ kabarışa basamak olabilir.

Giderek büyüyen bu sorunun çözümü için akılcı politikalar oluşturmak gerek, Suriye ile diplomatik ilişki kurmak, geri dönüşü özendirecek yollar bulmak kendi istekleriyle ülkelerine dönmeye ikna etmek... Ama siyaset, bunları yapmak yerine halkı göçmenlere karşı kışkırtmaya, sığınmacıların sırtına basarak iktidara tırmanmaya kalkışırsa korkarım bunun Türkiye'ye faturası çok ağır olur. Ve Artık yolun sonuna gelen AKP iktidarı kurtuluş için kurguladığı kargaşa planına eşsiz bir bahane bulur.

Facebook Yorum

Yorum Yazın