© Esenyurt Haberleri

Sosyal medyayı sallayan 20 Years Challange akımı hakkında uyarı

Sosyal medyada gündem olan 20'li yaşlara ait fotoğraf paylaşımı akımına 30 milyondan fazla insan katıldı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık yeni akımla ilgili kullanıcılara uyarılarda bulundu.

Tüm dünya genelinde yayılan Selfie, Ice Bucket Challenge, Kiki Dansı ve Falling Stars akımları sosyal medyayı kasıp kavururken, bu akımlar kullanıcılardan yoğun ilgi görüyor.

20'Lİ YAŞLARA AİT FOTOĞRAF PAYLAŞMA AKIMI

Adeta bir virüs gibi yayılan bu akımlar başlangıçta eğlence amaçlı görünen masumane bir yapıya sahip. Özellikle son günlerde 20’li yaşlara ait fotoğraflar paylaşma akımına ünlülerin de dâhil olması sosyal medyada viral bir etki oluşumuna sebep oldu. Televizyon, müzik ve sanat dünyasının önde gelen isimleri gençlik yıllarına ait fotoğrafları #20liyaslarchallenge #20yearschallenge #20yearsold #20yaş hashtagleriyle paylaşmaya başladılar. Peki bu akımlara katılmak doğru mudur? 20’li yaşlar akımına katılmak tehlikeli midir? Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık konuya açıklık getirdi.

"BU AKIMLAR MASUMANE DEĞİL"

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Murat Kırık, “Zararsız bir eğlence gibi görünen bir şeye katılmayı veya hatta çocuklarınızın katılmasına izin vermeyi düşünmeden önce, göz önünde bulundurmanız gereken birkaç şey olabilir. Zira yapay zeka, toplu bilgi veritabanlarını toplamak için makine öğrenimi tekniklerini kullanmaktadır. İyi vakit geçirdiğiniz eğlenceyi yayınlarken, kişisel verileriniz, yani yüzünüz birçok farklı şirketin yüz tanıma yazılım programları tarafından taranıyor. Bu programlar sizi etiketliyor, bilgilerinizi inceliyor ve kişisel hesabınızda bilgi oluşturuyor. Sosyal medyada arkadaşlarınızla fotoğraf paylaşmak eğlenceli olabilir, ancak gizlilik ayarlarınızı ve bu verileri kimlerle paylaştığınızı bilmek de aynı derecede önemlidir. Zira son iki günde Türkiye’de bu akıma dâhil olan kullanıcı sayısı 30 milyonun üzerine çıkmış durumda" dedi.

"AKIMLAR BÜYÜK VERİYE HİZMET EDİYOR"

Beğenilme arzusunun bağımlılık yapabileceğini dile getiren Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Kırık, “Beğeni beynimize endorfin salgılar ve bizi katılma ve daha fazlasını başarmaya yönelik bir arayışa gönderir. Bazı kişilerin sosyal medya katılımları yoluyla gördükleri olumlu ilgi, onları tekrar tekrar paylaşım yapmaya itmektedir. Aynı şekilde büyük veri, ele alınamayacak kadar büyük veya karmaşık olan veri kümelerini analiz etme, sistematik olarak bilgi çıkarma veya bunlarla başka şekilde ilgilenme yollarını ele alan bir alandır. Akımların büyük veriye hizmet ettiğini ifade edebilmek mümkündür. Örnek vermek gerekirse yaşla ilgili özellikler ve daha spesifik olarak yaş ilerlemesi (örneğin, insanlar yaşlandıkça nasıl görünecekleri) üzerine bir yüz tanıma algoritması oluşturmak istediğinizi düşünün. İdeal olarak, çok sayıda insanın resmini içeren geniş ve titiz bir veri kümesi istersiniz. Böylelikle yüz tanıma algoritması sistemlerini ciddi bir veri desteği sağlanmış olur. Böylece haz uğruna kendi elimizle kişisel verilerimizi paylaşmış oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

Yüz yapısı, dış hatları, cilt rengi ve yaşlanmadaki değişiklikleri daha iyi anlamak için yüz tanıma algoritmalarını geliştirmek için tüm bu verilerin çıkarılabileceğini aktaran Doç. Dr. Kırık; “Basitçe söylemek gerekirse, çoğu insan 20 yıllık bir dönemi göz önünde bulunduracaksa nasıl göründükleri konusunda önemli farklılıklar gösterir. Bu, yapay zekanın insanlarda yaş ilerlemesini daha iyi öğrenmesine yardımcı olur. Yapay zekanın çalışma şekli beynimizin çalışma şekline çok benzer. Beynimiz, bilgiyi bir alandan diğerine taşıyan sinir ağları üzerinde çalışır ve tekrarlanan veri girişi yoluyla, sonunda bilgiyi saklar ve öğreniriz. Öğrenme yeteneğinde ustalaştıktan sonra, veri parçalarını bir araya getirmeyi ve fikirler oluşturmayı ve hatta sorunlara çözümler keşfetmeyi başarırız. Yapay zekanın temel tasarımı, yapay bir sinir ağı sistemidir. Oluşturulduğunda bilgi olmadan başlar, ancak veri beslemesi gerekir. Örneğin, bir yüz tanıma programına öğrenmesi için milyonlarca yüz verilebilir. Bebeklerden yaşlılara kadar insanların görüntülerini kapsar. Buradaki temel sorun bu verilerin bir gün kötüye kullanılacağı ve kendi kişisel verilerinizin rızanız olmadan toplanacağı fikridir. Şirketler imajınızdan yararlanıyor ve katılımınız için size para bile verilmiyor” şeklinde konuştu.

"PAYLAŞIMLARLA İSTENEN HEDEFLİ REKLAMCILIK"

Yüz tanıma sistemlerinin biyometrik verilerimizi kullanarak reklamcılık adına bir faaliyet güdüldüğünün altını çizen Doç. Dr. Ali Murat Kırık; “Zaten sosyal ağlara bütün fotoğraflarınızı yüklediğinizi ve bu ağların tüm fotoğraflarınıza eriştiğinizi düşünebilirsiniz. Buradaki mesele kullanıcıların eski ve yeni fotoğraflarını yan yana paylaşmasıdır. Böylece kullanıcılar belirli bir sırayla fotoğraflarını için sosyal ağların bunları analiz etmesi çok daha kolaydır. Ayrıca, insanların nasıl göründüğünü ve nasıl yaşlandıklarını yakalamaya çalışan teknoloji için bu durum çok daha kullanışlıdır. Yani bir pazarlama aracıdır. Sonuç olarak bu yeni derlenmiş verilerle, hedefli reklamcılığa destek olunacağı açıktır. Yaşlarımız ilerledikçe, reklam mesajları bizler için birçok özelliğe göre değiştirilecek ve görsel özellikler de önemli bir kriter haline gelebilecektir. Böylece bu durum konum izleme, beğenilerimiz ve etkileşimlerimiz ile bir araya geldiğinde durumun vahameti daha iyi anlaşılmaktadır. Katılmak eğlenceli olsa da, çevrimiçi gönderdiklerinizin kişisel verileriniz için riske değdiğinden emin olunuz. Her zaman gizlilik ayarlarınızı kontrol edin ve zamanınıza ve emeğinize değecek şeylere katılımınızı sınırlayın. Çocuklarınızı da koruyun ve yayınlayabileceklerini sınırlayın. Ayrıca, herhangi bir görüntüyü göndermeden önce, fotoğraf arka planınızdaki tüm meta verileri kaldırdığınızdan emin olun. Zira yüzünüzü başkasına veriyorsanız yakın gelecekte ev adresinizi de vermenize gerek kalmayacak” diyerek sözlerini noktaladı.

İlginizi Çekebilir

Esenyurt’un Hızlı Kentleşmesi: Geleceğe Yönelik Planlama

Esenyurt, son yıllarda hızlı kentleşme süreciyle dikkat çeken İstanbul’un önemli ilçelerinden biridir. Bu hızlı büyüme, hem fırsatlar hem de zorluklar yaratmaktadır.

İstanbul'da denize girilebilecek plajlar

Yaz geldi, deniz mevsimi açılıyor. İstanbul'da yaşayıp şehri terk edemeyenler için İstanbul'da da pek çok seçenek bulunuyor. İstanbul, yaz aylarında serinlemek isteyenler için birçok plaj alternatifine de ev sahipliği yapıyor.

'Evlerinize gelirse sakın inanmayın'. Bakanlık tüm Türkiye'yi uyardı

İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nden çok önemli duyuru...Kapı kapı dolaşıp, nüfus sayımı bahanesiyle vatandaşların kimlik bilgilerinin ele geçirilmeye çalışıldığı belirtildi. Genel Müdürlük "sakın inanmayın" diye de uyardı.

Meteoroloji 13 ile kod uyarısı verdi

Meteoroloji Genel Müdürlüğü 13 ile sarı kodlu uyarı yaparak kuvvetli yağışın geleceğini duyurdu.

İGD Başkanı Hınıslı'dan 'Kamu Tasarruf Paketi'ne tepki

Basının yaşatılması, tasarruftan daha önemli basın açıklaması yapan İstanbul Gazeteciler Derneği Başkanı Hasan Hınıslı, “Kamuda Tasarruf Paketi”ne sert tepki gösterdi.

Kurbanlık sevkine ilişkin Bakanlık, kuralları belirledi

Tarım ve Orman Bakanlığı, kurbanlık hayvan sevklerinin, hayvan refahının gözetilip bulaşıcı hastalıklara karşı gerekli önlemler alınarak yapılması için uyulacak kuralları belirledi. Şap hastalığına karşı korunmuş bölge kabul edilen İstanbul'un Avrupa yakası dahil Trakya bölgesine sevklere özel kısıtlama getirilirken; kentin giriş noktasındaki köprüler ile feribot ve tekne gibi nakil araçlarına etkin kontrol sağlanacak.

TÜM HABERLER