Başvurusu yok ama adı adaylık için geçiyor!

Gazetecilerin, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü kutlayan Çoban, kendisiyle ilgili devam eden süreci değerlendirdi. Daha sonra yerel basın mensuplarının kendisine sorduğu soruları yanıtladı.

‘’31 Mart seçimi sandığa olan inancın sınanacağı son seçimlerden biri olacak’’

Kısaca süreci değerlendirerek konuşmaya başlayan Çoban: ‘’Özellikle son 10 gündür bu bölgede ismimin konuşulduğunu ve bunlar içerisinde zaman zaman yanlış bilgilere dayalı bir takım değerlendirmelerin de olduğunu öğrendim. Sizler aracılığıyla Esenyurt halkına doğru bilgileri aktarmak adına böyle bir basın sohbetini yapmayı arkadaşlarımdan rica ettim. Bir değerlendirme yapmak istiyorum ve sizin soracağınız soruları da yanıtlayacağım. Önümüzdeki 31 Mart seçimi, her seçim olduğu gibi Türkiye için çok önemli bir seçim. Belki de bu seçim, Türkiye’de demokrasiye ve sandığa olan inancın sınanacağı son seçimlerden biri olacak.

‘’İstanbul’un kilidi Esenyurt’’

Çünkü Türkiye’dekinin içine sokulduğu rejim, her türlü demokratik katılım mekanizmasına set çeken bir sistem ortaya koydu. Yerel seçimler bunu tersine çevirme yönünde bir fırsat olabilir. Tabi ki yerel seçimler kendi ölçeğinde bir kentin ve kent sorunlarının konuşulacağı seçimlerdir. Böyle de olması gerekir. Çünkü İstanbul son 25 yıldır mevcut yönetimler altında gerçekten hırpalandı. Bunun için bir enerji bir yönetim değişimine ihtiyaç var. İstanbul’un bu nedenle önemi ortada… İstanbul’un kilidi de Esenyurt... Esenyurt şu anda nüfusu itibariyle, ekonomisi itibariyle İstanbul’un merkez ilçelerinden birisi haline geldi. Doğru yönetilirse aslında önümüzdeki yıllarda bu merkez olma özelliğini çok pozitif bir biçimde bütün yurttaşlarına yansıtma potansiyeline sahip bir kent. İstanbul’un kilidi Esenyurt’tan açılacaksa bizim pek çok arkadaşlarımızın kendi bulundukları kentlerde çalışmalarının ötesinde bu tip yerlere destek vermesi lazım. Benim burada bulunmamın temel sebeplerinden birisi bu…’’

‘’Esenyurt ne alaka?’’

Peki,Esenyurt ne alaka diye sorulabilir. Hemen cevaplayayım, Esenyurt benim 1989’dan bu yana bildiğim, tanıdığım, içinde yer aldığım, projelerinde yer aldığım ilçelerden birisidir. 1989 yılında bu belediye kazanıldığı zaman çağdaş yaşam herkesin hakkıdır şiarıyla yapılan çalışmaların tamamını biliyorum. Benim kardeşim 6 yıl burada Fen İşleri Müdürlüğü yaptı. Doğan Araslı Bulvarı, Nazım Hikmet Bulvarı nasıl açıldı ben bilirim. Cumhuriyet Meydanı nasıl kuruldu ben bilirim. Bu süreçlerin hepsinin desteklenmesinde biz yer aldık. 2004 senesinde Esenyurt başka bir partinin eline geçti. Sayın Necmi Kadıoğlu yönetiminde, bütün o çalışmaların ötesinde bir şehirleşme ile Esenyurt bugün bu haline geldi.

‘’Esenyurt’un öz evladıyım’’

‘’2009 seçimleri öncesinde yine yıl öncesinden bugünkü gerekçeyle yaklaşık 50’ye yakın arkadaşımızla bu belediyeye yönelik projeler oluşturma adına eğitim çalışmaları yaptık. Yani ben Esenyurt’un öz evladıyım. Bu konuda en ufak bir tereddüdüm bile yok.İstanbul’un bu kadar merkezi bir ilçesinin bu kadar geçmişine ve bugününe hâkim olmak için illa ikametgâh olarak burada yaşamak geremiyor. Kaldı ki benim ikametgâhım Esenkent’te bunu da bilesiniz. Esenyurt günümüzde 1 milyonun çok üzerinde bir nüfusa sahip… Bu kadar konut kendi sahiplerini bulursa bunun çok daha yukarı çıkacağını biliyoruz. Bu kadar dinamik bir kentin değerlendirilmesinin sadece 30 yıllık burada oturmaya bağlı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Yapılan tüm araştırmalar, tüm siyasi analizler, bu kadar dinamik kentlerde insanların arayışında buradan biri olmasının ölçütünün etki düzeyinin çok düşük olduğu kanıtlanmıştır.’’

‘’Şahsi talebim veya başvurum olmadı’’

‘’Bunu neden bir parti merkezinde yapmadık? Bir parti merkezi çalışmanın ötesinde daha geniş bir toplumsal mutabakata hitap etme adına özellikle siyasetin içerisinde çok aktif yer almayan ama Esenyurt’un genç dinamik mühendisleri, mimarları, hukukçularıyla bir araya gelip ‘Arkadaşlar biz tartışalım, birbirimize öğretelim, ben de öğreneyim, siz de öğrenin.’’Anlayışıyla yola çıktık. Belediye nedir, bütçe nedir, nasıl yönetilir, Esenyurt’un sorunları ve buradan çıkaracağımız fikirleri bir proje oluşturalım kim adaylaşırsa ona verelim katkımız olsun anlayışı bizde hâkim. Başlangıcımız ve çıkışımız tamamıyla böyledir ve hala bu noktadayız.Bu süreç içerisinde benim şahsi talebim veya başvurum olmamıştır. Bizim yaptığımız çalışmalarla görev, kime düşerse ben onu sonuna kadar desteklemeye de hazırım. Eğer görev bize düşerse, ben bu görevi omuzlamaya da hazırım.’’

Tonguç Çoban daha sonra yerel basın mensuplarının kendisine sorduğu soruları yanıtladı. Gazetemiz imtiyaz sahibi Mihrican Deniz’in ‘’Esenyurt’ta yaklaşık 10 tane belediye başkan aday adayının müracaatı var. Sizin müracaatınızı listede göremedik. Dışarıdan bir adayın olmayacağı söyleniyor. Sizin için ithal aday deniliyor. Burada yaşamadığınız, bu bölgeyi bilmediğiniz için… Ak Parti’nin adayı açıklanmadan önce il dernekleri, muhtarlar bununla ilgili çalışmalar yaptılar. İlçe başkanıyla görüştüler. Bu durumda Esenyurt’u bilmeyen dışarıdan gelebilecek kişilerle yönetilmeyeceği tartışıldı. Siz bu noktada nasıl bir sonuç bulacaksınız? Kars, Ardahan, Iğdır Dernekleri, genelde İstanbul yerelde de Esenyurt’ta hemşerilerinin burada aday olmalarını istiyorlar. Ak Parti’nin adayları açıklandı. 39 ilçede hemşerilerine adaylık verilmedi. Bununla ilgili sert bir üslupla dernekler bunu eleştirdi. Bu eleştirinin en büyüğü Esenyurt’ta Cumhuriyet Halk Partisi’ne olacaktır. Bu durumda nasıl bir yol izlersiniz? Partiniz Kars, Ardahan, Iğdır’ı karşısına mı alır? Burada Cumhuriyet Halk Partisi ile HDP ve İYİ Parti arasında bir ittifak olacak mı? Siz onların desteğini alarak mı geliyorsunuz? Bu ilçede sokağı iyi bilmemenin sıkıntısını nasıl aşmayı düşünüyorsunuz?’’ sorularına cevap veren Çoban, esas aranan kriterlerin belediye deneyimi, birikimli, eğitimli bir profilin olduğunu belirtti.

‘’Aynı toprağın vatandaşlarıyız’’

Çoban: “Harita 50 km öteden çizilseydi ben Ardahanlıymışım. Sonuçta farklı bir ülkeden bahsetmiyoruz. Aynı toprağın Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşlarıyız hepimiz. Esenyurt’u tanımayan kavramına da yeterince cevap verdiğimi düşünüyorum. Esenyurt’u geçmişten günümüze çok iyi bilen bir arkadaşınızım. Burada bir bilgi yanlışlığı var. Dışarıdan aday noktasında da bunun abartıldığını düşünüyorum. Önemli bir faktördür ama toplumun arayışında temel faktör olmadığını bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Bu belirleyici bir faktör değil. Esas aranan belediye deneyimi olan, birikimli, eğitimli, herkese eşit olan, çalışkan, iş çözen bir aday profili. Zaten onun içindir ki İBB’de pek çok aday arkadaşımız olmasına rağmen Cumhuriyet Halk Partisi yaptığı değerlendirmeyle Sayın Ekrem İmamoğlu’nu adaylaştırmıştır. Siyaset kişisel bir mesele değil. Siyaset toplumsal bir mesele…’’

‘’51 yaşımdan sonra başkası için siyaset yapmam’’

Başka bir gazetecinin ‘’Çok iddialı bir cümle kullandınız. Ben Esenyurt’un öz evladıyım dediniz. Ama bu masadaki birçok arkadaş Esenyurtlu. Sizi birçoğu tanımıyor. Esenyurt’un sorunlarını bilmek, belediyeyi bilmek sizce burada belediye başkanı olmak ve bu ilçeyi yönetmek için yeterli mi?’’ sorusuna cevap veren Çoban: ”Burayı tanımak için illa uzun bir zaman burada vakit geçirmek gerekmiyor. Burayı yönetmeye aday olmak İstanbul’u ve Türkiye’yi yönetmeye aday olmaktır. Bu işlere girmeyeceksek bu işi bırakalım. Esenyurt’u kazanamazsak yarın öbür gün Beşiktaş’ta da, Şişli’de de Kadıköy’de de başkanlık yaptırmazlar. 51 yaşımdan sonra başkası için siyaset yapmam. Bir kimliğim, kişiliğim var. Son görevimi de eğer görev verilirse burada kullanmak istiyorum’’ açıklamasında bulundu.