Osman Kamacı

Osman Kamacı

Mail: osmankamaci@hotmail.com

Amin Diyelim mi?

Kâbuslar görmüş, terden sırılsıklam bir halde ve gecenin bir vakti uyanmışım. Yeniden uyumayı her ne kadar denesem de, Kapanmayı reddeden gözkapaklarıma direnmenin bir yararı olmadığını görüyor ve o an yataktan fırlıyorum. Yorgun, uykusuz ve kırık dökük halimle doğrulmaya çalışmıyorum, adeta acı çekerek güne tutunmaya çalışıyorum. İsteksizce ayaklanır ayaklanmaz ilk işim gece boyunca gördüğüm kötü rüyaların etkisinden sıyrılmak için, dağınık ve hırpani halimle dilek ve dua ritüellerinde bulunmaya karar veriyorum. Hani hep derler ya, güne nasıl başlarsan, gün öyle biter diye. Ben de bugün öyle yaptım ve bir değil, birçok şeyin gerçekleşmesi için adeta transa geçtim.

 İhtiyacımız olan o kadar çok şey varmış ki, köşesinde bağdaş kurduğum yatağımda gözlerimi kapatarak saydım, sıraladım, ne bir eksik, ne bir fazla. Acilen, mümkünse hemen şimdi gerçekleşmesini istediğim o temennilerden metreler uzunluğunda bir zincir sıraladım. Özenle ve tek tek birbirine eklediğim o halkaların her birinde ayrı bir dert, ayrı bir özlem, ayrı bir ihanet vardı. Neler mi saydım? O zaman hep beraber tekrarlayalım...

 Kurtuluş savaşında ulusal bağımsızlık mücadelesi verilirken, her türlü imkânsızlığa rağmen cephelerde elde edilen zaferlerin Cumhuriyetle taçlanmasına neden olan birlik ve beraberlik ruhu yeniden ortaya çıksın ve kalıcı olsun.  Emperyalist güçler tarafında değişkenlik gösteren ve kimi zaman Alevi, Sünni, kimi zaman inançlı, inançsız kimi zaman da Kürt, Türk gibi bölücü kavramları ortaya atarak Halklarımız arasına fitne, fesat sokmaya çalışılan bozguncu ve bölücü nifaklara itibar edilmemesini ve insanlarımızın bu tür Bizans oyunlarına karşı uyanık olmasını...  Dini, dili, ırkı, siyasi duruşu ve sosyal yaşam biçiminden dolayı hiç kimse ötekileştirilmemeli ve bütün dinlerin savunduğu gibi sevgi, saygı ve hoşgörü kültürünün egemen olduğu bir Dünya olsun.  Birileri savaş istiyor diye insanlar yerinden yurdundan edilmemeli ve akla hayale gelmeyen insanlık dışı yöntemlerle, çocuk, yaşlı, kadın, genç demeden kahpe ölümlerin kucağına itilmemeli ve barışçıl duygularla huzur içinde kendi evlerinde, kendi vatanlarında yaşasınlar. Yıllardır süren ve binlerce insanımızın hayatına mal olan adı konmamış bir savaşın var ve kirli savaşın bir an önce barışa evirilerek bu güzel ülkemiz üzerinde kardeşlik türküleri eşliğinde huzur rüzgârları serpişsin. Mevki ve makamınız ne olursa olsun, eğer bunu dokunulmaz bir güç olarak kullanmaya kalkar, kendinizi insanları mağdur ve mutsuz etmeye muktedir görürseniz, sonunuz bu yöntemi daha önce uygulayarak, halkına zülüm edenler gibi olsun. Eğer halkınız fakr-u zaruret içinde yaşıyor, siz tüyü bitmemiş yetimlerin hakkını yiyerek zevk-ü sefa içinde yaşıyorsanız, kahrolun. İhanet şebekeleriyle kortej halinde ve kol kola yürüdünüz ve bu ülkenin kozmik odalarına kadar girerek Devletin bütün gizli bilgilerine erişmelerine imkân sağladığınız için en az o vatan hainleri kadar hainsiniz ve vatana ihanetle yargılanacağınız günleri görecek kadar ömrümüz olsun.  Kamuoyunda büyük yankı bulan ve üstü örtülerek olmamış gibi gösterilen yolsuzluk iddiaları eğer doğruysa ( ki büyük ihtimalle doğrudur) iddiada adı geçenlerin bir kuruşunu yemeye zamanı olmasın. Kim ki bu ülkenin kötülüğünü istiyor ve halkların birliğine halel gelmek istiyorsa, onların aile birliklerine halel gelsin. Ülkeyi istikrarsızlaştırarak, insanları güven duygusundan tereddüt eder hale getirenlere karşı halkımızın topyekûn ortaya koyacağı birlik ve beraberlik mücadele gücü altında ezim ezim ezilin. Âmin... Dedim ve tamamladım.

Olur ya, eğer bu gün ülkemde barışın hükümran, insanlarımızın kardeşçe, bir arada ve huzur içinde bir yaşama iradesini ortaya koymuş olduğu görülür, saydığım onca dua ve bedduanın yerine ulaşmış olduğunu görülür, duyulursa, beni hatırlayın ve bilin ki bu sabah güne öyle başladığımdandır.