Abdullah Yılmaz sessizliğini bozdu; 'Dava Açacağım'

İrşadi Örnek Camii Yaptırma ve Yaşatma Dernek Başkanı Abdullah Yılmaz, sosyal medyada hakkında ‘Camii’yi satıyor’ şeklinde çıkan haberlere ilişkin gazetemize konuştu. Sorulan soruları cevapladı.

Kent Haber: ‘’Gündemde uzun süredir tartışılan İrşadi Örnek Cami’nin hikâyesini bize anlatır mısınız? Kaç yılında yapıldı, yapım aşamasında neler oldu ve kime ait olduğuyla ilgili bizi bilgilendirir misiniz?

İrşadi Örnek Cami’nin ismi, sahip olduğum İrşadi İnşaat Firması’na dayanmaktadır. O bölgeye cami yapılması gerektiği hakkında Esenyurt Eski Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu ile görüşmelerimiz oldu. Bu arsayı kendisine biz tavsiye ettik. Kendisi de bize bu arsayı vereceğini lakin yapımına karışmayacağını söyledi. Ben de kendisine arsayı bize verirse kendi şirketim üzerinden camii yapacağımı söyledim. Daha sonra dönemin meclis üyesi Hüseyin Akbaş ile oturduğumuzda camiinin inşaatı hakkında konuştuk. Caminin yapımı için fikir alış-verişinde bulunduk. Öncelik olarak bir derneğe ihtiyaç olduğu kanaatine vararak İrşadi Örnek Camii Yaptırma ve Yaşatma Derneğini kurduk. Sonrasında da inşaatımıza başladık. Müştemilat ile beraber tuvaleti, şadırvanı, taziye yeri hatta caminin medresesi de dâhil bin 500 m2 kurulu alanı olan mahvel katıyla beraber bin 500 kişinin namaz kılacağı alana sahip bir eser planladık ve uyguladık.

‘’Cami satılmıyor’’ 

 Caminin yanında şahsıma ait olan binanın zemin katıyla şadırvanını camii’ye katarak tapusunu verdim. Zemin katıyla şadırvanının bodrum katı Diyanet’e aittir. Zemin katı şuanda çay ocağı olarak kullanılıyor. Zemin katıyla alttaki bodrum katı camiye verilmiştir. Ve bu camide de hiç kimsenin bir kuruşu dahi yoktur.

‘’Caminin yerini satıyorlar diyenlere dava açacağım’’

Camiiyi yaparken 4 tane daire, Eski Kaymakamlığın arkasındaki yapmış olduğum projeden Taşçı’ya verdim. Orhan diye bir müteahhidimiz vardı caminin taşını yapan dört daireyi de ona verdim. Ondan sonra iş merkezindeki iki tane dükkânımı sattım. Caminin işçilerine verdim. Camii’de kim çalıştıysa herkesin ödemesini bizzati yaptım ve kimseye camii’den dolayı alacaklı değildir.  5.2 milyon TL’ye mal olmuştur. Ben sanal ortamda benimle ilgili caminin yerini satıyorlar diyenlere dava açacağım. Kim ki basında yapmış olduğum hayrımla alakalı görsel veya yazılı ne yaparsa yapsın kendisini dava edeceğim. Caminin yeri satılmıyor. Caminin mülkü Esenyurt Belediyesinindir. Ben camiyi yaptım müftülüğe devrettim. Çay ocağının giderlerini bile ben karşılıyorum. Allah rızası için biz bunu yaptık. Caminin yönetimi bizde, dernek başkanı da halen ben yürütüyorum. Camiden bir kuruş aldığımız bile yoktur ki bunu ticaret için de yapmadık. Hiç kimse bize çamur atmaya kalkmasın. Susuyorsak edebimizdendir, cevap vermiyorsak ahlaklı oluşumuzdandır.

Kent Haber: ‘’Peki sosyal medyada çıkan caminin yerinin satıldığıyla ilgili bu haberleri siz neye bağlıyorsunuz?’’

‘’Benim hayrımı engellemeye çalışıyorlar’’

Yapmış olduğum hayrımı engellemeye ve gölge düşürmeye çalışıyorlar. Bu yapılan tavırlar iyi niyetli değildir. Az evvelde belirttiğim gibi asılsız iddiaların peşini bırakmayacağız ve yasaların önünde hepsi ile hesaplaşacağız.

‘’Caminin yeri belediyenin mülküdür ve diyanete devredilmiştir’’

Sadece cami cemaatinden bir kardeşimiz minberiyle mihrabına benim bir katkım olsun diyerek 25 bin TL para verdi. Gelenlere de biz caminin derneği olarak faturasını da kestik. Kapalı hiçbir şeyimiz yoktur. Çamur atanlar özür dilemezse, sosyal medya üzerinden hakaret yasasından faydalanıp dava açacağım. Dernek Başkanı olarak caminin yanında yapılan şahsıma ait binanın şadırvan ve giriş katını cami’ye resmi olarak bağışladım. Tapusunu müftülüğe verdik. Yani özetle diyorum Cami satılmamıştır. Caminin yeri, belediyenin mülküdür ve diyanete devredilmiştir. Tapusu da belediyenindir. Dipnot olarak da eklemek istiyorum ki; Esenyurt’ta gelişecek olan siyasi arena’da hiçbir beklentim yoktur. Birilerinin önün keseceğim hesabı yapılaraktan, lütfen yapmış olduğum hayıra çamur atılmasın, atmasınlar.